Şefaat istemek şirk midir? | Halis Hoca (Ebu Hanzala)
Diğer sosyal medya hesaplarımızdan yayınlamadığımız özel paylaşımlarımızdan güncel olarak haberdar olmak için linke tıklayarak WhatsApp hattımıza abone olabilirsiniz; https://bit.ly/2xHiHzN
Soru:
Hocam! Ölü veya diriye “Bana şefaat et!” demek şirk midir?
Cevap:
Şefaatin kelime anlamı; vitrin/tek olanın zıddı, çiftolandır. Birinin bir başkasının yanına eklenerek onun ihtiyacını gidermek ve talebine yardımcı olmak için çabalamasına şefaat denmiştir. Genelde daha üst mertebede olanın daha alt mertebede olana yardımcı/aracı olması anlamında kullanılır.
Kur’ân, şefaati menfi ve müspet olmak üzere iki kısma ayırmıştır:
Müspet Şefaat (İspat/Kabul Edilen Şefaat):
Allah’ın (cc), şefaat edene/edilene izin verdiği ve razı olduğu şefaattir. Nebilere, meleklere, şehitlere ve salih müminlere verilen, yalnızca Allah’tan istenen şefaattir. “Er-Rahmân’ın katında söz almış olanların dışında, hiç kimse şefaat yetkisini elinde bulundurmayacaktır.” (19/Meryem, 87)
Onların önlerinde ve arkalarında olanı bilir. O’nun razı olduklarından başkasına şefaat etmezler. Ve O’na karşı korkularından dolayı kalpleri ürpermektedir.” (21/Enbiya, 28)
“Onun dışında dua ettikleri, şefaat yetkisine sahip değillerdir. Ancak bilerek hakka şahitlik edenler müstesna.” (43/Zuhruf, 86)
“Göklerde nice melekler vardır ki -Allah’ın dileyip razı olduğu kimseye izin vermesi dışında- onların şefaatlerinin hiçbir faydası yoktur.” (53/Necm, 26)
Menfi Şefaat (Nefyedilen/Reddedilen Şefaat):
Allah’ın (cc) izin verip razı olduğuna bakmaksızın, müşriklerin tayin ettiği ve şefaatin, şefaat edeceğine inanılan kimseden istendiği şefaattir.
“Allah’ı bırakıp, kendilerine hiçbir zarar ve fayda vermeyecek şeylere ibadet ediyor ve: ‘Bunlar, bizim Allah katındaki şefaatçilerimizdir.’ diyorlar. De ki: ‘(Allah bu varlıklara ibadeti meşru kılmamış ve bunlara şefaat yetkisi vermemiştir. Buna rağmen böyle iddia ederek) Allah’a göklerde ve yerde bilmediği bir şeyi mi haber veriyorsunuz?’ O (Allah), onların şirk koştuklarından münezzeh ve yücedir.” (10/Yûnus, 18)
Ebu Hureyre’den (ra) şöyle rivayet edilmiştir:
“ ‘Kavminden en yakın olanları uyar…’'57. (26/Şuarâ, 214) ayeti indirildiğinde Resûlullah, Kureyşlileri çağırdı. Onlar da gelip toplandılar. Resûlullah, onlara genel ve özel olarak hitap etti. Şöyle buyurdu: ‘Ey Ka’b b. Luayoğulları! Kendinizi cehennemden kurtarınız. Ey Murre b. Kaboğulları! Kendinizi cehennemden kurtarınız. Ey Abduşşemsoğulları! Kendinizi cehennemden kurtarınız. Ey Abdumenafoğulları! Kendinizi cehennemden kurtarınız. Ey Haşimoğulları! Kendinizi cehennemden kurtarınız. Ey Abdulmuttaliboğulları! Kendinizi cehennemden kurtarınız. Ey (kızım) Fatıma! Kendini cehennemden kurtar. Şüphesiz ki benim, sizin hakkınızda Allah’tan gelecek bir şeyi engellemeye yetkim yok. Şu var ki benim, sizinle akrabalık bağım vardır, bu akrabalık ilişkimi sürdüreceğim.” (Müslim, 204)
Şefaat İstemek:
Ölüden Şefaat İstemek:
Ölüye nida ederek şefaat talebinde bulunmak, istenen kim olursa olsun, şirktir. Çünkü;
Ölüye nida etmek, ondan istemektir; bu da duadır.
Dua ibadettir ve yalnızca Allah’a (cc) yapılır.
“Hiç şüphesiz, mescidler Allah’ındır. (O hâlde), Allah’la beraber başka bir (ilaha) dua etmeyin.” (72/Cin, 18)
“Dua ibadetin ta kendisidir.” (Ebu Davud, 1479; Tirmizi, 2969)
Diriden Şefaat İstemek: Örneğin, hayattayken Allah Resûlü’ne “Bana şefaatçi ol!” demek veya birine “Şehit olur ve Allah (cc) sana şefaat etme yetkisi verirse bana şefaat eder misin?” tarzında talepte bulunmaktır.
Bu şirk değildir. Çünkü:
“Peygamberimizin(sav) kadın veya erkek bir hizmetlisinden rivayet edildiğine göre Nebi (sav) hizmetlisine, ‘Bir ihtiyacın var mı?’ diye sorardı.
Bir gün hizmetli dedi ki: ‘Ey Allah’ın Resûlü, benim ihtiyacım var!’
Nebi, ‘İhtiyacın nedir?’ diye sorunca ‘Kıyamet gününde bana şefaat etmendir.’ dedi. Nebi, ‘Bunu kim sana öğretti?’ buyurdu.
Hizmetli, ‘Rabbim’ diye yanıtladı. Nebi, ‘...O hâlde bana, secdelerini çoğaltmak suretiyle yardım et.’ buyurdu. (Ahmed, 16076)
Küfrün Karanlıklarından, Vahyin Aydınlığına…