Kendisinde münafıklık alametleri bulunan birinin arkasında namaz kılınabilir mi? Halis Hoca (Ebu Hanzala)
Diğer sosyal medya hesaplarımızdan yayınlamadığımız özel paylaşımlarımızdan güncel olarak haberdar olmak için linke tıklayarak WhatsApp hattımıza abone olabilirsiniz;
https://bit.ly/2xHiHzN
Soru:
Kendisinde münafıklık alametleri bulunan birinin arkasında namaz kılınabilir mi?
Cevap:
Sorunun içeriği de şöyle:
Bizimle aynı akideye sahip olan, lakin hırsızlık, sahtekarlık, yalan, Müslümanların evlerine kafirler yazmış gibi tehdit mektupları yazıp gönderen ama kendini gizleyen, bunlarla hiç alakası yokmuş gibi davranan. Fitne çıkaran ama bunları hep gizli yapan. Münafık özellikleri taşıyan birinin arkasında namaz kılınır mı? Ve onun bulunduğu mescitte sırf onun arkasında namaz kılmamak için gitmemek doğru bir şey mi? Hocam bu konuda bize nasihat verir misiniz? Demiş.
Muhtemelen bu kardeşlerimiz bir olay yaşamışlar. Yaşadıkları bu olayın üzerine bana bu olayı soruyorlar. Tabi bu olayın iki tarafı vardır. İki tarafı dinlemeden böyle bir konu hakkında konuşmak doğru değil onun için. Benim şu an vereceğim cevap şu kağıtta yazılı bir soruya verdiğim bir cevap değildir kesinlikle.
Çünkü Allah muhafaza, bu arkadaş benim söylediklerimi alıp kendisinde bu özellikler bulunan adama götürüp bak hoca senin hakkında böyle böyle dedi derse. Hem bana iftira etmiş olur hem de kendisine zulüm etmiş olur. Ben ama soruyu genelliyorum. Yani bu bahsettiği adam bunları yapmış mıdır yapmamış mıdır bilmiyorum. Ama faraza ilk şahıs bu anlatılan özelliklere sahip ve Müslümanlara imamlık yapıyor. Bunun arkasında namaz kılmak caiz midir?
İslam olarak, ilkesel olarak İslam alimlerinin koyduğu bir kaide vardır.
“Kimin namazı kendi için sahihse, başkaları için kıldırmış olduğu namazda sahih’tir.”
Yani ne demek bu?
Benim kıldığım namaz makbul mü, yani ben mümin miyim Müslüman mıyım evet. Ben müşrik değil isem amelleri boşa götüren küfür bende yoksa benim kıldığım namaz Allah (cc) katında makbuldür. Öyle ise benim başkalarına imamlık yaptırdığımda kıldığım namazda aynı şekilde geçerlidir. Bu fıkhın genel bir kaidesi olarak söylenmiş bir şey. Ama birinin arkasında namaz kılmadığımız zaman.
Kendisinde bulunan bir bidati veya bir fıskı terk edecek ise. Müslümanlar onun arkasında namaz kılıyor diye kendisine çeki düzen verecek ise o zaman bu adamın arkasında namazı terk emek vaciptir. Çünkü emri bil maruf Müslümanların kötülüklerini ıslah etmek Müslümanların üzerine vazcip olacak şeylerdendir.
Peki buna kim karar verecek?
Biz namazı terk ettiğimizde bu adam düzelir mi?
Buna ilim adamları, o adamı bilen, ahlakını bilen, toplumu tanıyan, kanaat önderliği edebilecek olan insanlar karar verecekler.
Fakat senin onun arkasında namazı terk etmen, iyice azgınlaşmasına, fıskını fücurunu arttırmasına, Müslümanlara daha beter zarar vermesine, sebebiyet verecek ise o zaman senin onun arkasında namazı terk etmen, bu İslam’a ve Müslümanlara zarar vereceğinden dolayı bu çok daha tehlikelidir.
Mesela şöyle düşünün burada bir mescit var diyelim. Bunu bir cemaat mescidi değil de. Cemaat’in kontrolünde ki bir yer değil de. Böyle Müslümanların genel yardımları ile anonim olarak açılmış bir mescit olduğunu düşünün. Ve birinin kuran okuması güzel olduğu için veya başından beri imamlık yaptığı için o mescitte imam olduğunu düşünün.
Şimdi ben diyelim ki iyi bir insanım o da kötü bir insan. Ben bu mescidi terk ettiğim zaman ne olacak? Mescide gelen her adam bu kötü adamla muhatap olacak. Yani orada insanlara güzelliği anlatacak güzel örnek olacak İslam ahlakını öğretecek kimseyi bulamayacak orada bu ahlaka sahip olan insanlarla muamele edecek.
Şimdi benim mescidi terk etmenin bir faydası oldu mu? Hayır. Zararı oldu mu peki? Evet, çok büyük bir zararı oldu. Onun için bu tip konular kimin arkasında namazı kılmayacağız. Kime selam vermeyeceğiz. Kimin yüzüne bakmayacağız. Bunlar Müslümanların bireysel olarak karar verebileceği konular meseleler değildir.
Ne lazım bunlar için?
Bunlar için ehil vakayı tanıyan, Müslümanları tanıyan, aklı başında insanların karar vermesi gerekir. Bu kardeşlere de tavsiyem bu yöndedir.
Ben bu soruyu yazan kardeşimizin nereyi kast ettiğini bilmediğim için net bir tavsiyede bulunamadım. Ama bilsem ki nereyi kast ediyorlar o bölgedeki bir ilim adamına bir ilim talebesine onları yönlendire bilirim bu konuda.
Küfrün Karanlıklarından, Vahyin Aydınlığına…