Mezheplerden birine tabi olmak şart mıdır? sorusuna Halis Hoca (Ebu Hanzala) cevap veriyor.
Diğer sosyal medya hesaplarımızdan yayınlamadığımız özel paylaşımlarımızdan güncel olarak haberdar olmak için linke tıklayarak WhatsApp hattımıza abone olabilirsiniz; https://bit.ly/2xHiHzN
Soru:
'Hocam bir mezhebe tabi olmamız gerekir mi? Biz ihtilafa düştüğümüz meselelerde ilmimiz olmadığı için hangisi ile amel edeceğimizi bilmediğimiz durumlarda nasıl davranacağız?
Cevap:
Bir müslümanın bir mezhebe tabi olmak gibi bir zorunluluğu yoktur. Böyle bir mecburiyeti yoktur. Mezhepsizlik dinsizliktir diyen dinsizler de kendi kafalarından bir din uyduran insanlardır.
Kaldı ki bugün insanların kendisine tabi olduğu 4 mezhep imamı da insanların kendilerini taklit etmelerini yasaklamışlardır ve hayatlarında iken bir mezhep oluşturmamışlardır. İnsanların onlar adına bir mezhep oluşturmasına da kabul etmemişlerdir.
İnsanlar onlardan bir 100 sene sonra 70 sene sonra, onlar adına mezhep uydurmuşlardır. Onlar adına mezhep ortaya koymuşlardır. Ama bu alimler hiç kimseye benim fetvalarıma uyacaksınız, benim fetvalarıma tabi olacaksınız, benim fetvalarımın dışına çıkmayacaksınız dememiştir.
Hatta 4 mezhep imamının onların kendi mezheplerinden olan alimlerin kitaplarında naklettikleri bazı sözleri vardır ve o sözlerin tamamında şunu söylerler. Hadis benim mezhebimdir. Kim benim görüşüm ile Allah Resulü'nün hadisinin çeliştiğini görürse benim görüşümü alsın duvarın dibine vursun.
Demek ki mezhep imamları yeri geldiğinde hadise muhalefet edebileceklerini, hadisin dışına çıkabileceklerini söylemişlerdir. Hatta şairin biri bu mezhep imamlarının sözlerini bir şiirinde toplamış. Diyor ki:
İmam Ebu Hanife:
"İslam'ın imamı Ebu Hanife dedi ki: Hiç kimsenin benim görüşümün delillerini bilmeden benim görüşümü alması caiz değildir." Bu İmam Ebu Hanife'nin sözüdür. Şair bunu şiire çevirmiş sadece. Ebu Hanife diyor ki: Hiçbir insanın benim mezhebimin, benim görüşümün delilini bilmeden onu alması caiz değildir.
İmam Malik:
"Hicret yurdumun imamı olan İmamı Malik dedi ki: Şu kabirde yatan Allah Resulü'nün sözü dışındaki her söz alınır ve sözü reddedilebilir bu kabirde yatanın sözü müstesna."
İmam Şafi:
"Şafi dedi ki: Eğer benim sözlerimin Peygamberimizin (sav) sözlerine muhalefet ettiğini görürseniz, alın benim sözlerini duvarın dibine çalın." İmam Şafi dedi ki: Hadis sahih olursa benim mezhebim odur. Eğer benim verdiğim fetvanın hadise aykırı olduğunu görürseniz benim sözümü alın duvarın dibine çalın.
İmam Ahmed:
"Ahmed ibni Hanbel dedi ki: Benim söylediklerimi yazmayın. Benim söylediklerimin delillerini kaleme alın."
Bakın 4 mezhep imamı ne güzel şeyler söylemişlerdir. Dört mezhep imamının söyledikleri şeyler sizler için faydalıdır. Dört imam da kendileri hayatta iken kendi görüşlerinin yazılmasına mezhep haline getirilmesine karşı çıkmışlardır.
Onun için bir müslümanın bir mezhebe tabi olmak gibi bir zorunluluğu yoktur. Kim diyorsa mezhebe uymak farzdır. Ona sormak lazım: 'Delilini getir.'
De ki: “Eğer doğru söylüyorsanız (içinde hiçbir şüphe olmayan kesin) kanıtınızı getirin.” (27/Neml, 64), (2/Bakara, 111)
Nerede sizin deliliniz Allah ayet mi indirdi? Resulü size bir beyanda mı bulundu? 'Bir mezhebe tabi olacaksınız, mezhepsizlik dinsizliktir, mezhepsizlik dinsizliğin köprüsüdür.' Senin delil ne de Allah adına Resulü adına konuşuyorsun?
Bir müslüman bir mezhep imamına tabi olmak istiyorsa, bir mezhep imamına tabi olabilir. Çünkü alimlere soru sormak, alimlerin içtihadına başvurmak, alimler içtihad ettiğinde onların görüşüne başvurmak Allah'ın ve Resulü'nün bize gösterdiği yoldur. Ama bu bir farziyet değildir.
İslam tarihinde iki uygulama vardır.
1. İnsanlar kendi bölgelerinde yaşayan bir ilim adamına gidip sorularını sormuşlardır. İlim adamı da onlara cevap vermiştir. Onlar da ilim adamın verdiği cevaptaki delile göre hayatlarını düzenlemişlerdir.
2. İnsanlar önceden yaşamış, görüşleri derlenmiş, toplanmış bir mezhep alimi vardır. Onun görüşlerine ittiba etmişlerdir.
Ama bu farzdır ya da bu haramdır tarzında Allah adına hüküm vermeye kalkmak bizim karşı çıkmış olduğumuz şey budur.
Kim mezhebe tabi olmak istiyorsa mezhebe tabi olsun. Bu alimler ümmetin göz bebekleridir.
Biz bir mezhebe tabi oluyor muyuz?
Biz umumen genel kaideler olarak Hanbeli mezhebindeniz. Hanbeli mezhebinin usullerine göre, İmam Ahmed'in koymuş olduğu usullere göre dinimizi anlamaya çalışıyoruz. Ama İmam Ahmed'in bir sözü ile sünnet birbiriyle çatışırsa, biz Peygamberimizin (sav) sünnetini İmam Ahmed'in sözünün önüne alırız.