Kategori :

Menhec Soruları

Açıklama :

İslam hukukunda "Haklar Hiyerarşisi" nasıl olmalıdır? Halis Hoca (Ebu Hanzala)

Diğer sosyal medya hesaplarımızdan yayınlamadığımız özel paylaşımlarımızdan güncel olarak haberdar olmak için linke tıklayarak WhatsApp hattımıza abone olabilirsiniz;
https://bit.ly/2xHiHzN

Soru
 Bir kardeşimiz demiş ki: "Bir kişi dinini izhar etmek için müslüman olmayan annesini terk edip dinini izhar edebilecek bir yere hicret etmesi onun için vacip olur mu? Yoksa annesinin yanında kalıp onu bakması mı daha iyi olur? Allah razı olsun."

Şimdi kardeşlerim derslerimizde sürekli bir kaideyi hatırlatıyorum. Onu yine hatırlatayım. İslam hukukunda haklar vardır. Haklar hiyerarşisi vardır.

En tepede Allah'ın hakkı gelir.
Onun altında anne babanın hakkı gelir.
Onun altında akraba hakkı gelir.
Ondan sonra böyle devam eder.

Müslüman bu haklar hiyerarşisinin hepsine riayet etmek mükelleftir.
Allah (cc) dikkatimizi çekmek için ne diyor mesela?

"Allah'a ibadet edin, ona hiçbir şey şirk koşmayın. Anne babaya iyi davranın. Akrabaya iyi davranın. Miskine ve yetime iyi davranın. Komşuya iyi davranın."

Allah (cc) bütün hakları bir arada sayarken bize şunu söylüyor: İmkanınız varsa ve bütün hepsini razı edebiliyorsanız hepsini razı edebilecek şekilde dininizi yaşayın. Ama diyelim haklar birbirine girdi. Yani anamı babamı dinlesem Allah'a isyan edeceğim. Allah'ı dinlesem anama babama isyan edeceğim. Haklar birbirine girdiği zaman Allah (cc) diyor ki:

Anan baban sana bana şirk koşmanı emrederse onlara kesinlikle itaat etme.

Buna rağmen dünya hayatında onlarla iyi geçin. O zaman anne babamın yanında kalmam benim dinimi yaşamama engel oluyorsa eğer öncelikle şunu yapacağım. Anne babamı ıslah edip onların hayatında o münkeratı değiştirebilmek için elimden gelen her şeyi yapacağım. Çünkü bütün insanlığı kurtarmaktan önce Anamızın babamızın bizim üzerimizdeki hakkı ömür boyu onları sırtımızda taşısak annemizin bir doğum sancısının hakkını ödeyemeyiz.

Onun için kardeşlerim elimizden geldiği müddetçe onların o münkeratını düzeltmeye çalışacağız. Olmadı diyelim. Hem olmadı hem de bizi de küfre, şirke ve harama zorluyorlar. O zaman onları da yanımıza alıp dinimizi izhar edebileceğimiz bir topluma hicret etmeye çalışacağız. Yani onları buna ikna etmeye çalışacağız. Bu da olmadıysa eğer o zaman bizim üzerimizde vazife olan Allah'ın hakkını gözetmek ve onları terk etmektir. Biz de onları terk edeceğiz
İbrahim'in (as) kendi babasını, annesini ve kavmini terk ettiği ve Allah'tan kendi katında bir rahmet ve merhamet istediği gibi. Biz de kaçacağız. Ashabı Kehf'in akrabalarını, anne babalarını ve kadınlarını terkedip "Allah'ım kendi katından bize merhamet ver merhametini bizim içimizde yay." diye dua ettikleri gibi Allah'a (cc) dua edeceğiz ve ayrılacağız.

İbrahim (as) ailesini terk ettiği zaman zarar mı etti? Allah ona hepsi peygamber olan bir zürriyet nasip etti. Al sana akraba dedi. Akraba istiyorsan, benim için terk ettin müşrikleri. Ben de sana hepsi peygamber olan bir zürriyet veriyorum dedi. Ona bunu verdi.

Ashabı Kehf akrabalarını terk ettiklerinde başka yol kalmadığında zarar mı ettiler kardeşlerim? Hayır. Allah (cc) onları kendi korumasına aldı. Onları yaşattı ve kıyamet gününe kadar okunacak ve insanların gıpta etmiş olduğu Kur'an kıldı onları. Semadan Kur'an olaraktan onları yeryüzüne indirdi.

Onun için bir müslüman eğer ailesinin yanında dinini izhar edemiyorsa onun üzerine gerekli olan müşrik ailesini veya müşrik akrabasını terk etmektir.

Küfrün Karanlıklarından, Vahyin Aydınlığına…