Gençlere söz hakkı tanımayanlara nasihat eder misiniz? Halis Hoca (Ebu Hanzala)
Diğer sosyal medya hesaplarımızdan yayınlamadığımız özel paylaşımlarımızdan güncel olarak haberdar olmak için linke tıklayarak WhatsApp hattımıza abone olabilirsiniz;
https://bit.ly/2xHiHzN
Soru:
Hocam! Siz derslerinizde genel olarak diyorsunuz ki: ‘Gençlere değer verilmesini gerektiğini, gençlerin önünün açılmasını gerektiğini, gençlerin önün açılması gerektiğini söylüyorsunuz ve bunu uyguluyorsunuz. Ancak bazı büyükler, abiler gençlere önem vermedikleri gibi en ufak bir şey olup gençler konuştuğunda ‘Sen ne anlarsın ki’ gibi ifadeler kullanıyorlar. Bu insanlara nasihat eder misiniz?
Cevap:
Bu tarz insanlar bizim yolumuzun eşkiyaları. Ben bu güne kadar böyle bir şey görmedim. Ama kardeşimize de söylüyorum. Asla böyle bir şeyin olmasına imkanım olduğu müddetçe de Müsaade etmem.
Eğer o kardeşimiz direkt olarak benle konuşursa. Bunu kimin yaptığını bilirsem, nasihat eder, uyarırım. Bir daha uyarırım. Bir daha uyarırım. Baktım ki olmuyor. Gençleri kıracak ifadelerde, davranışlarda bulunuyorsa o insanın müslümanların ortamından uzaklaştırırım. Çünkü zararı faydasından daha büyük bir hale gelmiştir.
Şimdi kardeşlerim. Şunu hiçbir zaman unutmayın. Bunu yaşı büyük olan bütün abilere söylüyorum. Hiçbir ümmet yaşlı insanların omuzları üzerinde yükselmez. Tarih sahnesine çıkmuş olan güzel işler yapmış olan bütün ümmetlerin sermayesi önü açılmış olan, kendilerine değer verilmiş olan gençlerdir.
Kehf suresine bakın. Kehf suresindeki gençler tarih yazdılar. En zalim olan kralın karşısına dikilip Krala dediler ki:
Ve kıyama kalkıp: “Bizim Rabbimiz göklerin ve yerin Rabbidir! Onu bırakıp da hiçbir (sahte) ilaha dua etmeyiz. Andolsun ki o takdirde batıl/saçma bir şey söylemiş oluruz.” dediklerinde, onların kalplerini (yakin, sabır ve kararlılıkla) pekiştirmiştik. (18/Kehf, 14)
Bu Kehf suresindeki gençler kimdi? Ashabı kehf kimdir?
Şüphesiz ki onlar, Rablerine iman etmiş bir grup gençti ve biz de onların hidayetlerini arttırmıştık. (18/Kehf, 13)
Allah (cc) bu gençler hakkında bir sure indirdi ve bu surenin adı da kehf suresi oldu.
Yunus suresinde ise yine gençler ön planda olduğu Musa (as) iman eden gençlerin kıssası geçmektedir:
"Kavminden bir grup genç dışında kimse Musa’ya iman etmedi. (O gençler de) Firavun’un ve ileri gelenlerin kendilerine işkence etmesinden korkarak iman etmişlerdi. Çünkü Firavun, yeryüzünde üstünlük taslayan bir despot ve haddi aşan bir taşkındı." (10/Yûnus, 83)
Allah Resulü’nün çevresinde gençlere bakın:
Medine’ye gidip İslam davetini yapan ve İslam Devleti’ni kuran 18 yaşındaki Musab ibni Umeyr’dir. (r.a).
Allah Resulü’nün Mekke’de geride bıraktığı henüz 15 yaşındaki Ali bin Ebu Talip’tir (r.a)
Allah Resulü’nün önünde siper olan Sad ibni Rebi, Sad ibni Muaz, Muaz ibni Cebel hiçbiri 25- 30 yaşlarını geçmemiş olan sahabelerdi.
Bugünkü İsrail’i, Hayber’i fetheden sahabe henüz 18 yaşına gelmemiş olan Ali İbni Talip’tir.
Allah Resulü Roma’ya günümüzün Amerikası’na savaş açtığı zaman ordunun başına koyduğu sahabe 18 yaşındaki Usame ibni Zeyd’tir (r.a)
Gençler hayattır.
Gençler kuvvetttir.
Gençler enerjidir.
Gençler aksiyondur.
Gençler ümmetin sermayesidir.
Ne yapalım. İş yaparken yarım saat düşünen, kısa bir mesafeyi yarım saatte alan adamlarla mı iş yapalım. Olmaz.
Yaşlılarımız büyüklerimiz düşünecekler. Fikir üretecekler. Getirecekler bizim önümüze koyacaklar. Sonra da bizim önümüzü açacaklar. Biz gençlerle beraber o güzel fikirleri, o tecrübeleri hayata geçireceğiz. Sizin amel yapmaya takatiniz yok. Bizim gençlerin de çok fazla düşünecek tecrübesi yok.
Ne yapacağız?
İkisini birleştireceğiz. Gençlerimizi büyüklerine saygı duyacak. Onlara fikirleri, tavsiyelerine, düşüncelerine önem verecek. Yaşlılarımız da gençlerimizin önünü açacak. Onları kınamayacak. Hata yapma potansiyellerinin olduğunu bilecek. Onların hatalarına biraz daha toleranslı davranacak. Ta ki gençler yetişsinler. Gençler belli bir noktaya gelsinler. Ama gençlere hakaret eden, onlarla dalga geçen veya çocukları üzerinde mutlu olan veya gençleri azarlayarak ve onların yaptıklarını kınayarak gülüp eğlene adamlar; bu adamlar, İslami mücadelenin eşkiyalarıdır. Yani yolumuzun başına dikilmiş ve bizim sermayemizi bizden zorla çalan insanlardır.
Nice genç vardır. Kendisine söylenen bir sözden dolayı kalbi kırılmıştır. Müslümanları terk etmiştir. O kalp kırıklığında sigaraya başlamıştır, uyuşturucuya başlamıştır, müzik dinlemeye başlamıştır, kötü arkadaşlar edinmiştir. Bunlar hep kendini bilmez ne söylediğini bilmez insanlar sebebiyledir.