Allah’tan O’na yaraşır bir şekilde korkmak nasıl olur? Halis Hoca (Ebu Hanzala)

809

2020-03-03

Kategori :

Açıklama :

Allah’tan O’na yaraşır bir şekilde korkmak nasıl olur? Halis Hoca (Ebu Hanzala)

Diğer sosyal medya hesaplarımızdan yayınlamadığımız özel paylaşımlarımızdan güncel olarak haberdar olmak için linke tıklayarak WhatsApp hattımıza abone olabilirsiniz; https://bit.ly/2xHiHzN

Soru:
“Ey iman edenler! Allah’tan O’na yaraşır bir şekilde korkun ve yalnızca müslimler olarak ölün.” 3/Âl-i İmran, 102) ayetindeki Allah’tan O’na yaraşır bir şekilde korkmak nasıl mümkün olur? Kulun bu konudaki izleyeceği yolu izah eder misiniz?

Cevap:
Tarih boyunca insanoğlu Allah’a iman etmemek veya Allah’ın varlığını inkar etmek gibi bir problemi çok fazla yaşamamıştır. Çok nadir vakalar söz konusu olmuştur.

Genel olarak insanların yaşamış olduğu problem nedir?
Allah’ı hakkıyla tazim edememek Allah’tan korkulması gerektiği gibi korkmamak ve Allah’ı (cc) hakkıyla yüceltmemektir. İnsanların en büyük problemi bu olduğundan ötürü Rabbimiz sürekli Kur’an-ı Kerim’de Allah’tan korkun yerine Allah’tan hakkıyla korkun, Allah için cihad edinden ziyade, Allah’ın yolunda hakkıyla cihad edin gibi ifadeler kullanıyor.

Allah’ı hakkıyla takdir etmek, O’na saygı göstermek ile ilgili ayetler:

Onlar, Allah’a gerektiği gibi/şanına yakışır şekilde saygı göstermediler! (Allah’ın kudret ve yüceliğini gereği gibi anlayıp kavrayamadılar.) Oysa kıyamet günü, yer bütünüyle O’nun kabzasındadır. Gökler ise O’nun sağ eliyle dürülmüştür. O (Allah), şirk koştuklarından münezzeh ve yücedir. (39/Zümer, 67)

Allah’a gerektiği gibi/şanına yakışır şekilde saygı göstermediler. (Allah’ın kudret ve yüceliğini gereği gibi anlayıp kavrayamadılar.) Şüphesiz ki Allah, (güç ve kuvvet sahibi olan) Kaviy, (izzet sahibi, her şeyi mağlup eden) Azîz’dir. (22/Hac, 74)

İnsanın Allah’tan hakkıyla korkması için önce Allah’ın azametini hakkıyla idrak etmesi gerekir.

Sebe suresinde Allah (cc) şöyle buyuruyor:

(Meleklerin) kalplerinden korku giderilince: “Rabbiniz ne buyurdu?” derler. (Cevap olarak hep beraber:) “Hak olanı söyledi. O, (zatı ve sıfatları en yüce olan) El-Aliy, (en büyük olan) El-Kebîr’dir.” derler. (34/Sebe’, 23)

Peygamber (as) şöyle buyuruyor: ‘Allah (cc) semada konuştuğu zaman, vahiy indirdiği zaman sema sallanır. Sonra meleklerin hepsi korkudan düşüp bayılırlar. Sonra ilk Cibril (Cebrail) başını kaldırır ve melekler sorarlar: ‘Ne dedi Allah?’ Cibril (as) der k:‘“Hak olanı söyledi. O, (zatı ve sıfatları en yüce olan) El-Aliy, (en büyük olan) El-Kebîr’dir.” Her sema bir sonraki semaya bunu bildirir.

Bizim öyle bir Rabbimiz var ki bir söz söylediği zaman gökler sallanıyor ve O’nun yanında O’na en sevgili olan kullar bile O’nun büyüklüğünden, O’nun azametinden düşüp bayılıyorlar.

Müslümanın önce Allah’ın azametini bilmesi gerekir. Yani Allah’ın el-Azim ismini hakkıyla öğrenip O’na bu ismiyle kulluk etmesi gerekir.

Biz Allah’ı hakkıyla tanımadığımız zaman doğal olarak Allah’tan hakkıyla da korkamıyoruz aynı şekilde. O’na yapmamız gerekenleri hakkıyla yerine getiremiyoruz.

İbni Mesud diyor ki:
‘Müslümanın günahı onun başının üzerinde duran ve onun başının üzerine yıkılacak bir dağmış gibi durur. Münafığın dağ kadar olan günahı ise burnunun ucunda duran ve elini salladığında gidecek bir sinek gibi durur.’

Müslüman da münafık da aynı günahı işliyor. Müslüman olan adam sanki o günahın per perişan olacak, o günahın altında ezilecekmiş gibi hissediyor. Münafık olan adam ise bir sinek kadar o günaha ehemmiyet vermiyor.

Biz Allah’ı hakkıyla tanırsak, Allah’ın azametini, sevgisini, merhametini, büyüklüğünü, öfkesini, mükafatını... hem O’nu hakkıyla seveceğiz hem de Allah’tan hakkıyla korkacağız. Ama maalesef işimizi biliyoruz, ailemizi biliyoruz, akrabalarımızı tanıyoruz, hatta içimizden Allah’ın mahrum bıraktıkları sanatçıları tanıyor, futbolcuları tanıyor. Ama Rabbimizi tanımıyoruz.

Bir müslüman düşünün. Bir kafir düşünürü, bir kafir yazarı her şeyi ile tanıyor. Şöyle yapmış, böyle yapmış... Che Guevara’nın hayatını anlatan müslümanlar var. Yani ondan istifade ettiğini zanneden. Bu kişiye bana Allah’ın sıfatları hakkında yarım saat anlat desen öyle kalır. Şimdi bu adam Allah’tan nasıl korksun. Allah’ı hakkıyla nasıl sevsin. Mümkün müdür? Mümkün değildir.

Onun için Allah’tan hakkıyla korkabilmek adına evvela hakkıyla Allah’ı tanımak gerekir. Bunun için çalışma yapmak gerekir. Bu içerikte kitaplar okumak gerekir. Bu içerikte dersler dinlemek gerekir. İlim adamlarına sorular sormak gerekir ve Rabbimizi tanımamız gerekir.
Rabbimizi tanırsak zaten gerisi kendiliğinden gelir Allah’ın izni ile.

Küfrün Karanlıklarından, Vahyin Aydınlığına…

Yorumlar

Yorum yapabilmek için üye olmalısınız.